Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Kısırlığı Etkileyen Faktörler

Tıpta infertilite, halk dilinde kısırlık olarak tanımlanan durum, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından çiftlerin bir yıl cinsel ilişki sırasında, korunmamasına rağmen hamileliğin gerçekleştirilememesidir.

İnfertilite Nedir?

Bir yıl süreyle düzenli ve korunmasız olarak cinsel ilişkiye girilmesi ile gebeliğin oluşması beklenir. 35 yaş ve üzerindeki çiftlerde kısırlıktan söz edebilmek için gerekli bekleme süresi ise 6 aydır. Tüm dünyada yaklaşık olarak %15-20 oranında görülen infertilite, kadına veya erkeğe bağlı olarak gelişebilir. Farklı bir deyişle, kısırlık problemlerinin yaklaşık üçte biri erkek, üçte biri kadın gerisi çiftlerin her ikisinden de kaynaklanabilir. Bazen her ikisinde de önemli bir sorun yaşanmadığı halde gebelik sağlanamayabilir. Nedeni belli olmayan infertilite olarak adlandırılan bu grup hastalar çiftlerin yüzde 10-15’ini oluşturmaktadır.

Sağlıklı çiftlerde, düzenli ve korunmasız cinsel ilişkiye girilmesi durumunda aylık gebe kalma oranı yaklaşık %25’tir. Bir yılın sonunda bu oran %8o’lerin, ikinci yılın sonunda ise %90 civarındadır.

Dolayısıyla bir yıl süreyle cinsel açıdan aktif olunmasına ve herhangi bir doğum kontrol yöntemi uygulanmamasına rağmen gebelik elde edilememesi durumunda çiftlerin birlikte hekime başvurması önerilir.

İnfertilitede, yaşın ilerlemesi kısırlığın en yaygın nedenleri arasında yer alır. Bu yüzden 35 yaşından sonra çocuk sahibi olmak isteyen çiftleri, 6 ay boyunca cinsel ilişkiye girmesine rağmen bebek sahibi olamamaları durumunda hekime başvurmaları önerilir.

Gebeliğin Fizyopatolojisi:

Hamilelik için beyin, endokrin ve üreme sistemlerinin sağlıklı ve birbiriyle uyum içinde çalışması gerekir. Beyinde  hipotalamus ve hipofiz gibi endokrin bezlerinin sağlıklı şekilde çalışması gerekir.

Gebelik  için hipotalamus,  beyin tabanında bulunan hipofiz bezini uyarır. Bunun sonucunda hipofiz bezi, LH (Lüteinleştirici hormon) ve FSH (Folikül stimulan hormon) hormonlarını salgılar. Kan dolaşımı yoluyla overlere (yumurtalıklara) ulaşan hormonlar sayesinde yumurtalıklar uyarılır.

Böylece yumurtaların içinde bulunduğu foliküllerin bir kısmı olgunlaşmaya başlar. İlk âdet kanamasının ardından geçen 6. günde başlayan olgunlaşma süreci 14. güne kadar sürer. Olgunlaşan 3 ila 30 yumurtadan  sağlıklı olanları bu süreçin sonunda çatlar. Bu yumurtalar, rahim ve yumurtalıklar arasında bir kanal olan fallop tüplerine bırakılır. Yumurtlama dönemi olarak da bilinen bu dönem ortalama her 28 günde bir gerçekleşen âdet döngüsünün tam ortasına denk gelir. Yumurtanın fallop tüplerine bırakılmasının ardından yumurtanın çıktığı folikül, olası gebelik ihtimaline karşı östrojen salgılar ve rahim içi duvarı olarak bilinen endometrium  olgunlaştırır. Fallop tüplerinde döllenmesi gereken yumurta, kadın vücudunda yaklaşık 24 saat kadar canlı kalabilir. Erkek üreme hücresi olan sperm ise kadın vücudunda 4 ya da 5 gün kadar canlı kalabilir. Dolayısıyla yumurtlama öncesindeki birkaç günde veya yumurtlamanın gerçekleştiği günde girilen cinsel ilişkiyle döllenme  gerçekleşebilir. Döllenmeyle birlikte meydana gelen tek hücre, hızla bölünerek çoğalır. Bu dönemde zigot olarak adlandırılır. Zigot, fallop tüplerinden  rahme yapışır ve 3. haftadan sonra embriyoyu oluşturur. Böylece gebelik başlamış olur.

Daha önce hiç gebelik oluşmamışsa primer infertilite; canlı doğumla sonuçlansın ya da sonuçlanmasın en az bir gebelik oluşmuş ise sekonder  infertilite olarak adlandırılmaktadır.

Kısırlığı Tetikleyen Faktörler Nelerdir?

Erkekte ya da kadında var olan pek çok sağlık problemi kısırlığa yol açabilir. İnfertil çiftlerin sayısı, günümüzde artmaktadır. Bunun en önemli nedenleri; stresli yaşam koşulları, doğal olmayan beslenme, sigara alışkanlığı gibi sebeplerdir. Bugün evlenen her 6-8 çiftten birinin çocuğu olmamakta ve tıbbi yardım almak zorunda kalmaktadır. Bunun yanı sıra infertiliteye yol açabilen pek çok etken bulunabilir. Bunlar anatomik bozukluk, genetik alt yapı veya hormonal düzensizlikten kaynaklanabilir.  Kısırlık oluşumunu tetikleyen faktörlerin bir kısmı şunlardır:  Obezite, vajinismus, rahim ağzının kapalı olması, ilaç kullanımı, kemoterapi veya radyoterapi.

RTM’de Kısırlık

Çocuk sahibi olabilmek başlı başlıca bir mucizedir. Ama esas olarak bu olay 3 kurgu üzerinde gelişir.

  1. Erkeğin kaliteli sperme sahip olması.
  2. Kadında yumurtaların kaliteli olması, tüplerin aktif olması ve rahimin bu eyleme uygun olması
  3. Rahime cenin yerleştiğinde doğuma kadar geçen süreci tamamlayabilecek kabiliyete sahip olunması

Yukardaki 3 kurguya sahip olunduğunda çocuk sahibi olmak için sağlık açısından bir engelimiz kalmamaktadır.

RTM sisteminde hastayı değerlendirirken bu 3 kurgu üzerinden tanı ve tedaviyi yönlendiririz. Bu amaç doğrultusun da 3 beden yapısı  ortak değerlendirilerek, Kaynak- Neden- Sonuç ilişkisi gözetilerek ve  dolaşım, hormonal ve genetik yapı göz önüne alınarak tedavi protokolü kişiye özgü düzenlenir.

İnfertilite;  multifaktoriyal nedenlerden kaynaklandığı için multidisipliner bir yaklaşımla tedavi edilmesi gerekir.

Leave a comment

İnsan Sağlığına Adanmış Bir Ömür...

© 2025. Dr. Mustafa Yaşar. Tüm hakları saklıdır. | Calisto

Maslak Mah. Sümer Sk. No:1/A Maslak Sarıyer / İstanbul