RTM (Remember & Regeneration Therapy Method)
RTM Ekolü ve Özgün Metodolojisi: Bütüncül Sağlığa Benzersiz Bir Yaklaşım
RTM (Remember & Regeneration Therapy Method), semptomları baskılamak yerine hastalığın kaynak ve nedenlerine odaklanarak bedene doğuştan işlenmiş “Yaşam Kodları”nı yeniden hatırlatmayı ve bedenin kendini iyileştirme potansiyelini aktive etmeyi hedefleyen yeni nesil bir bütüncül tıp metodolojisidir.
Hipokrat’ın “hastalığa değil hastaya odaklan” öğretisi ile İbn-i Sina’nın bedenin kendi onarım gücünü merkeze alan kadim bilgeliğinden ilham alan bu özgün ekol, Dr. Mustafa Yaşar tarafından modern ve geleneksel tıbbın interdisipliner bir sentezi olarak inşa edilmiştir.
RTM Ekolü’nde odak, hastalığın adına veya semptomlara değil; bedendeki dengesizliklerin kök nedenlerine yöneliktir.
RTM Felsefesi: Remember & Regeneration – Bedenin İyileşme Zekasını Uyandırmak
Otuz yılı aşkın klinik pratik ve yüz kırk binin üzerinde vaka deneyimiyle etkinliği kanıtlanmış olan RTM metodolojisinin temel felsefesi, hastalığı doğuran bilgi zincirini geriye sararak bedenin “Sağlık Hafızası”nda kayıtlı olan orijinal yaşam kodlarına ulaşmaktır. Amaç, semptomları geçici olarak baskılamak yerine; DNA’da kayıtlı olan yapısal ve fonksiyonel bilgiyi yeniden düzenleyerek, kalıcı biyolojik dengeyi (Homeostaz) yeniden kurmaktır.
Bu felsefe, “Remember” (Hatırlama) ve “Regeneration” (Yenilenme) olmak üzere iki ana prensip üzerine kuruludur:
- Remember (Hatırlama) prensibi, bedenin çeşitli nedenlerle unuttuğu veya üzerine hatalı bilginin yazıldığı sağlıklı çalışma hafızasını (Sağlık Hafızası) ve kendi kendini iyileştirme mekanizmalarını yeniden aktive etmeyi hedefler. Amaç bedenin “Hastalık Hafızası“nı oluşturan DNA düzeyindeki epigenetik değişimlerin yeniden düzenlenerek bedenin yeniden yapılandırılması ve DNA’yı resetleyerek bedene kaybettiği veya unuttuğu “Sağlık Hafızası”nı “Hatırlatmak”tır.
- Regeneration (Yenilenme) prensibi ise, “Hastalık Triadı”nın “Kirlenme” ve “Sistemlerin Bozulması” aşamalarında hücre ve doku düzeyinde oluşan hasarları onarmayı hedefler.
RTM metodolojisi, bu iki prensip aracılığıyla bedenin kendi kendini iyileştirme gücünü “hatırlamasını” (Remember) ve çok katmanlı bir “yenilenme” (Regeneration) sürecine girmesini sağlar.
Klasik tıp yaklaşımlarında tedavi protokolleri genellikle insan bedeninde semptomun ortaya çıktığı bölüme odaklanırken, RTM metodolojisi sorunun kökenine inerek sorunu tüm beden formları ve boyutlarında çözmeyi hedefler. Klinik tabloyu, yani “Sonuç”u ortaya çıkaran tüm faktörleri “Kaynak” ve “Neden” katmanlarında analiz eder, bedeni 3 formunda ve 6 Boyutunda, yani “3×6 Perspektifi” ile çok katmanlı olarak ele alır. Her bir form, DNA’daki “Yapısal ve Fonksiyonel Bilgi”nin bedensel yansımasıdır. Temel hedef, bedenin Sağlık Hafızasını aktive ederek sistemleri normal değerlerine döndürmek ve bedenin unuttuğu Sağlık Hafızasını aktive etmektir.
RTM Bütüncül Tanı Yaklaşımı: Bedenin 3 Formu ve 6 Boyutu
RTM Ekolü’nün özgün prensipleri ve metodlarının klinik uygulama merkezi olan RTM Clinic’te; ileri tanı olanakları ve çok katmanlı RTM metotları bütüncül bir yaklaşımla ele alınır. Bu süreçte elde edilen tüm veriler RTM Clinic’in multidisipliner uzman ekipleri tarafından derinlemesine analiz edilir.
RTM Ekolü’nün tanı ve tedavi metodolojisinin temelinde, insan bedenini ve onun işleyişini analiz etmek için kullandığı özgün “3 Beden Formu ve 6 Boyut” yaklaşımı yer alır. RTM, “hastalığa değil hastaya odaklanırken”, her bireyin “Kişisel Sağlık Haritası”nı çıkarmak için bu 3 beden formunu altı boyutuyla derinlemesine analiz eder ve bütüncül olarak ele alır.
1. Cisim Formu (Somatik Form)
a. Fiziksel Boyut (Yapısal Boyut)
b. Kimyasal Boyut (Metabolik Boyut)
2. Elektriksel Form (İletişim ve Bilgi Formu)
a. Matriks Boyutu (Ana Sinyalizasyon Merkezi)
b. Fasyal Boyut (İletişim Ağı)
3. Enerji Formu (Yaşamsal Regülasyon Formu)
a. Enerji Kanalları Boyutu (Meridyenler)
b. Enerji Merkezleri Boyutu (Çakralar)
RTM’de beden “Bedenin 3 Formu 6 Boyutu” ile ele alınır; modern tıbbın tanı olanakları ve özgün RTM metotlarıyla derinlemesine analiz edilerek tanı konur, kişiye özel tedavi planları oluşturulur ve RTM bütüncül tedavi protokolleri de bu 3 Beden Formu ve 6 Boyut üzerinden uygulanır .
Bedenin 3 Formu ve 6 Boyutunun Detaylı Analizi
Her bir beden formu, DNA’da kayıtlı iki bilgi katmanının (Yapısal ve Fonksiyonel Bilgi) bedensel tezahürüdür. Bu formlar arasında bilgi, tıpkı bir yazılım-donanım sistemi gibi akar.
1. Cisim Bedeni Formu (Somatik Form)
“Somatik Form”, RTM Ekolü’nde bedenin somut, ölçülebilir ve yapısal bileşenlerini ifade eder. Bu form, hastalıkların “Kirlenme” ve “Bozulma” yoluyla fiziksel olarak tezahür ettiği ve ölçülebildiği “maddesel varlıktır”. Kısacası, Somatik Form; bedenin ölçülebilen, dokunulabilen, “cisimsel” yönüdür ve iki temel boyut üzerinden çalışır:
A. Fiziksel Boyut (Yapısal Boyut)
- Kapsamı: Bedenin “donanımının” görünen kısmıdır. Kas-iskelet sistemi, organlar, hücreler, dokular ve dolaşım gibi beden sistemlerini temsil eder.
- RTM Tanı Odak Noktası: RTM Metodolojisi, bu boyuttaki yapısal bozulmaları, dolaşım problemlerini ve organ fonksiyonlarındaki sapmaları inceler.
- Fiziksel Boyutu Etkileyen Faktörler / Patojenler:
- Düzensiz beslenme ve GDO’lu gıdalar
- Kimyasal maruziyet (İlaçlar, toksinler)
- Bakteriyel ve viral ajanlar
- Fiziksel travmalar, kazalar ve yaralanmalar
- Kronik hareketsizlik ve sedanter yaşam
- Fizyolojik stresörler (Duruş bozuklukları, uyku düzensizlikleri)
- Çevresel kirlilik ve zararlı alışkanlıklar (sigara, alkol)
- Fiziksel Boyutta RTM Tanı Metotları:
- RTM Anamnezi (Detaylı Sağlık Öyküsü)
- Fiziksel Muayene ve Hareket Muayenesi
- Termografik Tarama (Termal Tarama)
- Radyolojik Görüntüleme Yöntemleri (MR, BT, Röntgen)
- Fiziksel Boyutta RTM Tedavi Metotları:
- Manuel Terapi / Osteopati
- Rejeneratif Tıp (Proloterapi, PRP)
- Kupa Terapisi (Hacamat)
- Hirudoterapi (Sülük Tedavisi)
- Kolon Hidroterapi
- Ozon Terapisi
- ESWT Terapisi, SIS Terapisi
- LPG Alliance Terapisi, Huber Motion Lab Terapisi
- Ultrasound Terapisi
B. Kimyasal Boyut (Metabolik Boyut)
- Kapsamı: Bedenin tüm “ıslak kimyası”dır. Hormonlar, enzimler, nörotransmitterler, tüm biyokimyasal süreçler, metabolizma ve bedendeki toksin yükünü kapsar.
- RTM Tanı Odak Noktası: Bu boyut, “Hastalık Triadı”nın “Kirlenme” aşamasının en belirgin olduğu ve modern tıp yöntemleriyle doğrudan ölçülebildiği alandır. RTM, Kapsamlı Laboratuvar Testleri (kan, hormon, genetik), Mikrobiyota Analizi ve RTM’ye özgü Toksisite Ölçümü ile “Kimyasal Boyut” üzerinden bedendeki kirlilik yükünü, oksidatif stresi, sistemsel ve kimyasal dengesizlikleri net olarak belirler.
- Kimyasal Boyutu Etkileyen Faktörler / Patojenler:
- Düzensiz beslenme, işlenmiş gıdalar ve gıda katkı maddeleri
- Ağır metaller, pestisitler ve çevresel toksinler
- Gereksiz ilaç kullanımı ve kimyasal maruziyet
- Hormon bozucu kimyasallar
- Kronik stresin tetiklediği fizyolojik etkiler (örn. kortizol dengesizliği)
- Bağırsak geçirgenliği (Leaky Gut) ve mikrobiyota dengesizlikleri
- Bakteriyel veya viral enfeksiyonların bıraktığı biyokimyasal kalıntılar
- Kimyasal Boyutta RTM Tanı Metotları:
- Kapsamlı Laboratuvar Testleri (Kan, hormon, enzim vb.)
- RTM Toksisite Ölçümü
- Genetik Testler ve Epigenetik Profiller
- Mikrobiyota Haritalaması (Gaita Analizi)
- Ağır Metal ve Mineral Testleri
- Gıda İntolerans Testleri
- Kimyasal Boyutta RTM Tedavi Metotları:
- RTM Fitoterapötikleri (Temel Tedavi Bileşeni)
- Terapötik Beslenme ve Detoks Programları
- IV (İntravenöz) Terapi Uygulamaları
- Ozon Terapisi
- Kupa Terapisi (Hacamat)
- Hirudoterapi (Sülük Tedavisi)
- Kolon Hidroterapi
2. Elektriksel Beden Formu (İletişim ve Bilgi Formu)
Elektriksel Beden Formu, bedenin “işletim sistemi” ve “ana iletişim ağıdır”. Cisim Formu’nun (materyal yapının) nasıl çalışacağını organize eden, bilgiyi işleyen ve ileten regülasyon merkezi, bedenin “canlı bilgisayarı” olarak düşünülebilir.
Bedenin tüm sistemleri arasındaki “iletişim” görevinde sinir sisteminin sinyal iletimi (nöral akış), her bir hücrenin zarındaki elektriksel potansiyel (hücresel iletişim) ve Fasyal ağın bu sinyalleri iletme kapasitesi (piezoelektrik) Elektrik Bedeni’nin işlevleridir.
RTM Ekolü’ne göre Elektrik Bedeni’nin taşıdığı bilgi hem sağlıklı çalışma komutlarını (regülasyon bilgisi yani Sağlık Hafızası) hem de bedeni bozan “değişen bilgiyi” (Hastalık Hafızası) içerir.
“Beden Aklı”nı da içeren Elektriksel Beden Formu; sistemlerin doğru regülasyon standartlarıyla çalışmasını sağlayan yaşamsal değer bilgilerinin kayıtlı olduğu ‘Sağlık Hafızası‘nı çalıştırır. ‘Hastalık Triadı’ başladığında ise bu sağlıklı bilgi bozularak ‘Hastalık Hafızası’na (değişen bilgi) dönüşür.
Kısacası, Elektriksel Beden Formu; bedenin tüm parçaları arasındaki iletişimi sağlayan ve bu iletişimin içeriğini (bilgi) yöneten formdur. RTM Metodolojisi’nde bu form, iki temel boyut üzerinden çalışır: Matriks Boyutu ve Fasyal Boyut
A. Matriks Boyutu (Ana Sinyalizasyon Merkezi)
- Kapsamı: Beden Aklı’nı oluşturan bilginin depolandığı “yazılım” veya “ana sinyalizasyon merkezidir”. Hücre zarı potansiyelleri, hücresel iletişim ve iyon dengesi burada yönetilir. Matriks, bedenin tüm hafızasının depolandığı, daha anne karnından başlayarak çevresel ve duygusal bilgilenmelerin yanı sıra “Hastalık ve Sağlık Hafızası”nın da kaydedildiği veritabanıdır.
- RTM Tanı Odak Noktası: Matriks, “Hastalık Triadı”ndaki “Kirlenme”nin, Sistemlerdeki Bozulmaların ve “Epigenetik Değişimlerin” (değişen DNA bilgisi) kaydedildiği “Bedenin Sağlık Hafızası” veritabanıdır. RTM tanı yöntemlerinden PEMF Tarama ve Meridyen Tarama doğrudan “Matriks’teki blokajları” tespit etmek için kullanılır.
B. Fasyal Boyut (İletişim Ağı)
- Kapsamı: Fasya, Matriks’i (yazılımı) içinde barındıran ve bilgiyi ileten “donanım” veya “iletişim ağıdır”. Tepeden tırnağa kesintisiz uzanan bu ağ, bedenin ana “kablo tesisatıdır” ve bedendeki tüm elektriksel sinyalleri iletir.
- RTM Tanı Odak Noktası: Kirlenme, Sistemsel Bozulmalar ve Epigenetik Değişimler; Matriks’teki “Sağlık Hafızası”nın değişmesine, Fasya’nın esnekliğini kaybetmesine, yapışmasına ve “kilitlenmesine” neden olur. Bu kilitlenme, içinden geçen sinirleri (Elektriksel Form) ve damarları (Cisim Formu) sıkıştırarak blokajlar oluşturur.
Elektriksel Beden Formunu (Matriks ve Fasya) Etkileyen Faktörler / Patojenler:
- Kimyasal Kirlenme (Birincil Etken): Cisim Formu’ndan gelen kimyasal toksinler, ağır metaller ve metabolik atıklar Matriks’i kirleterek “değişen bilgi” kaydına neden olur.
- Kronik İnflamasyon: Matriks Boyutu’ndaki kimyasal bozulma, Fasyal ağı sertleştirir, yapıştırır ve “kilitler”.
- Fiziksel Travmalar ve Duruş Bozuklukları: Fasyal Boyut üzerinde doğrudan mekanik stres oluşturarak “iletişim ağını” bozarlar.
- Elektromanyetik Kirlilik: Manyetik alanlar, baz istasyonları, yüksek gerilim hatları, yoğun Wi-Fi ve elektronik cihaz maruziyeti bedenin doğal elektriksel iletişimini bozar.
Elektriksel Beden Formunda RTM Tanı ve Tedavi Metotları:
- Elektriksel Formda RTM Tanı Metotları:
- PEMF Tarama (Pulsatif Elektro Manyetik Frekans Taraması)
- Meridyen Tarama (Matriks ve Fasya yollarındaki blokajları ölçer)
- Biorezonans Ölçümleri (Hatalı bilgi/frekans tespiti)
- Termografik Tarama (Fasyal kilitlenmeden kaynaklanan dolaşım bozukluğunu gösterir)
- Elektriksel Formda RTM Tedavi Metotları:
- RTM Fitoterapötikleri (Matriks’teki “hatalı bilgiyi” resetler)
- PEMF Terapisi
- Manyetik Alan Terapisi
- Biorezonans Terapisi
- Homeopati (Enerjetik/Elektriksel bilgi düzenlemesi)
- Fasyayı hedefleyen fiziksel metotlar: Akupunktur, Manuel Terapi, Osteopati, Lazer Terapi, SIS Terapi, Ultrasound Terapisi
3. Enerji Bedeni Formu (Yaşamsal Regülasyon Formu)
RTM Ekolü’nde Enerji Bedeni Formu, insan bedeninin evrensel bilgiyle bağlantı kurduğu yaşamsal regülasyon katmanıdır. Cisim ve Elektriksel formların canlılığını ve uyumunu sağlayarak yaşam enerjisinin akışını düzenleyen en temel organizasyon seviyesidir. Bedenin en ince yönetim formudur. Cisim ve Elektriksel beden formlarının sağlıklı işleyişini destekleyen ve organize eden yaşam enerjisi ağıdır. Bedenin en temel “yaşam gücünü” (Geleneksel Çin Tıbbı’ndaki “Qi” gibi) yöneten ve dengeleyen sistemi ifade eder.
Kısacası, Yaşamsal Regülasyon; bedenin materyal (Cisim) ve iletişimsel (Elektriksel) formlarının da sağlıklı çalışabilmesi için gereken temel “yaşam enerjisi” akışının koordine edilmesi ve dengelenmesidir. RTM Metodolojisi’nde Enerji Bedeni Formu, iki temel boyut üzerinden çalışır:
A. Enerji Kanalları Boyutu (Meridyenler)
- Kapsamı: Bedenin yaşam enerjisinin (Qi) aktığı yollardır.
- RTM Tanı Odak Noktası: RTM, bu kanalları Fasya-Matriks boyutlarında yer alan spesifik yollar olarak görür. Elektriksel Beden Formu’ndaki Matriks kirlenmesi ve Fasyal kilitlenme, bu kanallarda “enerji blokajları”na neden olur. Meridyen Tarama metodu, bu enerji kanallarındaki bozuklukları ve blokajları ölçerek “bozulma” evresini ayrıntılı olarak analiz eder.
B. Enerji Merkezleri Boyutu (Çakralar)
- Kapsamı: Bedenin 7 ana enerji merkezi olan çakralar, bu kanalların kesişim noktaları ve enerjinin yönetildiği ana merkezlerdir.
- RTM Tanı Odak Noktası: Bu merkezlerdeki dengesizlikler, doğrudan Elektriksel Beden Formu’na ve oradan da Cisim Bedeni Formu’na yansır.
Enerji Bedeni Formunu Etkileyen Faktörler / Patojenler:
- Psikolojik Faktörler (Birincil Etken): Kronik stres, korku, kaygı, depresyon, aşırı duygusal dalgalanmalar (aşırı sevinç, heyecan vb.).
- Elektriksel Beden Formu Blokajları: Matriks ve Fasya’daki kilitlenmeler, enerji akışını (Meridyenler) fiziksel olarak bloke eder.
- Çevresel Faktörler: Ani ısı ve nem değişimleri, jeopatik stres, elektromanyetik kirlilik.
- Fiziksel Travmalar: Cisim Bedeni Formu’ndaki yaralanmalar veya ameliyat izleri enerji akışını kesintiye uğratabilir.
Enerji Bedeni Formunda RTM Tanı ve Tedavi Metotları:
- Enerji Formunda RTM Tanı Metotları:
- Meridyen Tarama (Akupunktur noktalarından ölçüm)
- RTM Anamnezi (Duygusal ve yaşamsal enerji durumunun sorgulanması)
- Enerji Formunda RTM Tedavi Metotları:
- Akupunktur (Meridyenlerdeki blokajı açar)
- RTM Fitoterapötikleri (Enerji dengesini regüle eder)
- Lazer Terapi (Akupunktur noktalarını iğnesiz uyarır)
- Homeopati (Enerjetik bilgi prensibiyle çalışır)
- Reiki / Çakra Terapi (Enerji merkezlerini dengeler)
- Refleksoloji ve Acupressure (Enerji noktalarını uyarır)
- Manyetik Alan Terapisi (Hücresel enerji regülasyonu sağlar)
Kişiye Özel RTM Yaklaşımı
RTM Ekolü, “hastalığa değil hastaya odaklanan” bütüncül felsefesi doğrultunda, her bireyin benzersizliğinden hareket ederek hastalıkları da kişiye özel dinamikleriyle ele alır. RTM yaklaşımına göre her birey, kendi genetik mirasında kayıtlı “Yaşam Kodları”na sahip benzersiz bir biyolojik yazılımdır. Aynı hastalık farklı kişilerde bambaşka kaynaklardan doğabilir; aynı faktörler ise kişiden kişiye farklı sonuçlar ortaya çıkarabilir. Bu nedenle RTM Clinic’te standart protokoller yerine her klinik tablo hasta odaklı olarak değerlendirilir ve kişiye özel RTM tedavi planları hazırlanır.
RTM 3×6 Boyut Metodolojisi ile bedenin 3 formu 6 boyutuyla ele alınır, modern tıbbın gelişmiş tanı yöntemleri ile RTM’ye özgü metotların entegre edildiği kapsamlı tanı metodolojisiyle derinlemesine analiz edilir. RTM Anamnezi, Laboratuvar Testleri, Meridyen Tarama, Termografik Tarama, Toksisite Ölçümleri gibi yöntemlerle kişinin genetik mirası, yaşam tarzı, beslenme alışkanlıkları ve stres faktörleri ayrıntılı biçimde incelenerek hastalığın kaynak ve nedenleri ortaya konur.
Bu bütüncül değerlendirmeler sonucunda, her birey için kişiselleştirilmiş tedavi planının omurgasını oluşturan benzersiz bir “Kişisel Sağlık Haritası” hazırlanır.
YAŞAM KODLARI: HAYATTA KALMA BİLGİSİ
İnsan bedeni varoluşun ilk anından itibaren, mükemmel çalışan ve hayatta kalmaya kodlanmış kusursuz bir bilgi mimarisine sahiptir. İnsan bedeninin yapısal donanımı ile işleyiş mekanizmasını oluşturan ve RTM Ekolü’nün “Yaşam Kodları” olarak tanımladığı bu kusursuz mimari, DNA’mızda kayıtlı iki temel bilgi katmanı üzerine kuruludur: Yapısal Bilgi ve Fonksiyonel Bilgi.
1. DNA’daki Yaşam Bilgisi: Bedenin Yazılımı ve Donanımı
Yapısal Bilgi, insan bedeninin tüm biçimsel mimarisini tanımlayan “donanım” planıdır. DNA’daki bu bilgi, bedenin 3 Formu ve 6 Boyutuyla ilgili tüm bilgiyi kapsar. Bu, bizim genetik mirasımızdır.
Bu bilgi, öncelikle Cisim Formu‘nu oluşturan tüm anatomik yapılanmayı şekillendirir: Hücrelerden organlara, kas-iskelet sisteminden sinir ağlarına, dolaşım, sindirim, endokrin ve bağışıklık sistemlerine kadar tüm Fizik ve Kimya boyutları bu planın bir parçasıdır. İnsanın saç, göz ve ten rengi veya boyu ve beden yapısı gibi tüm ayırt edici fiziksel özellikleri de yine bu yapısal bilginin kapsamındadır.
Cisim Formu’na ek olarak Yapısal Bilgi, bedeni çok boyutlu bir “yaşam arayüzü”ne dönüştüren Elektriksel ve Enerji formlarının ‘altyapı ağlarını’ da programlar. Fasya, Matriks, Meridyen ve Çakra sistemleri, boyutlar arası iletişim, bilgi aktarımı ve enerji yönetimini sağlamak için bu yapısal bilginin uzantıları olarak oluşur.
Kısacası Yapısal Bilgi, Cisim Formu’nun anatomik sistemlerinden insanın ayırt edici fiziksel özelliklerine ve diğer formların altyapı ağlarına kadar, insanı tanımlayan tüm varlıksal değerleri kapsar. Bu yapıların işlev kazanması ise fonksiyonel bilginin kontrolündedir.
Fonksiyonel Bilgi – Bedenin İşletim Sistemi (Homeostaz):
Bu katman, beden donanımının “yazılım” planı, işletim sistemidir. Bedendeki sistemlerin ideal işleyişini sağlayan tüm yaşamsal değerlerin (Tansiyon, Şeker, Nabız, Kan Yağ Seviyeleri, hücre zar faaliyetleri vb.) bilgilerini içerir. Tüm biyokimyasal süreçler, hormonlar, enzimler, nörotransmitterler, iyon dengeleri ve hücre zar potansiyelleri bu bilginin kontrolü altındadır. Bu bilgi, bedene “yaşama algoritmasını” kazandırır — yani hayati değerlerin normallerini bilir ve bedenin iç dengeyi koruma yeteneği’ni (Homeostaz) tanımlar. RTM Ekolü’nün Hayati Standartlar olarak adlandırdığı bu değerler, bedenin biyolojik zekâsının (Beden Aklı) temel parametreleridir.
DNA’daki bu iki bilgi katmanı — yapısal tasarım (donanım) ve fonksiyonel yönetim (yazılım) — birlikte, insan bedenine mükemmel bir biyolojik işletim sistemi kazandırır. Bu sistem, RTM Ekolü’nün “Sağlık Hafızası” olarak tanımladığı, bedenin doğuştan getirdiği “Hayati Standart Değerler” ile en yüksek uyum ve denge halidir.
Her birey, kendi genetik mirasına uygun bu standartlarla doğar; insan bedeni yaşamı sürdürebilme, kendini koruma ve dengeyi sağlama konusunda doğuştan gelen kusursuz bir kapasiteye sahiptir.
2. Bilginin Bedene İşlenişi: 3 Form ve 6 Boyutta Kusursuz Uyum
Yaşamın ilk anlarında DNA’da kayıtlı bilgiler, RTM Ekolü’nün temelini oluşturan 3 Form – 6 Boyut’ta aşama aşama bedene aktarılır.
Her form, bir öncekinden aldığı bilgiyi hem uygular hem de bir sonraki form için geliştirir.
Böylece beden, tıpkı mükemmel senkronize çalışan bir yazılım–donanım sistemi gibi, katman katman inşa edilir.
İnsan bedeni, genetik kodlarından gelen bu “Sağlık Hafızası” sayesinde hayatta kalmaya ve yaşamı sağlıklı bir normal ile sürdürmeye mükemmel bir şekilde programlanmıştır.
Cisim Bedeni Formu (Somatik Form):
İlk olarak Yapısal Bilgi devreye girer. Kas-iskelet sistemi, organlar, hücreler ve dokular — yani bedenin “donanımı” — genetik koddan gelen bilgiye göre şekillenir .
Bedenin Cisim Formu; Fiziksel Boyut (Kas-iskelet sistemi, organlar, hücreler, dokular) ve Kimyasal Boyut (hormonlar, enzimler) — yani bedenin “donanımı” — genetik koda göre şekillenir.
Bu aşamada bilgi, moleküler düzeyde kusursuz işler: protein sentezi, hücre zar yapısı, dokular arası bağlantılar… Her şey DNA’nın içindeki mühendislik planına uygun olarak biçimlenir.
Bu nedenle insan bedeni, biyolojik bir “yapı mucizesi”dir: her hücre, kendi görevini yalnızca genetik talimatlara göre değil, sistemin bütününe hizmet edecek şekilde yürütür.
Elektriksel Beden Formu (İletişim ve Bilgi Formu):
İkinci aşamada, Cisim Formu ile birlikte bedenin “işletim sistemi” olan Elektriksel Form (Fasyal Boyut ve Matriks Boyutu) oluşmaya başlar. Bu form da DNA’daki yapısal bilgiyi kullanır.
Fasya ve Matriks boyutları, tıpkı bir iletişim ağı gibi, tüm bedensel formlar arasında bilgi taşır.
Matriks Boyutu, tüm bilgilerin kaydedildiği ve yönetildiği ana sinyalizasyon merkezidir; bedenin biyolojik “bellek diski” olarak görev yapar.
DNA’da kayıtlı olan tüm “Fonksiyonel Bilgi”, bedenin bu Ana Sinyalizasyon Merkezi olan Matriks Boyutu’na kaydedilir. Bu bilgi burada “Beden Aklı” olarak işlev kazanır ve sistemler arası tüm iletişim bu merkezden yönetilir.
Matriks Boyutu, daha anne karnında oluşmaya başladığı andan itibaren, dış etkenlerden gelen “doğru veya yanlış tüm bilgilenmelere” karşı da son derece duyarlıdır. Annenin ruh hali ve maruz kaldığı çevresel faktörler gibi dış uyaranlar, “Beden Aklı”nın ilk kayıtlarını oluşturur. RTM Ekolü’ne göre, karanlık veya yükseklik korkusu gibi temel çevresel tepkilerin ya da müzik gibi pozitif uyaranlara ait ilk bilgiler, daha bu safhada Matriks’e işlenmeye başlanabilir. Bu durum, Matriks’in hem pozitif bilgileri hem de gelecekte “Hastalık Hafızası”na zemin hazırlayabilecek “farklı” bilgilenmeleri daha doğumdan önce kaydetmeye başladığını gösterir.
Fasya Boyutu ise Matriks’teki bilgiyi, mekanik ve elektriksel iletim aracılığıyla bedene dağıtır. Bu yapı, modern teknolojilerdeki “veri kablolama sistemi” gibidir. Bilgiyi fibröz ve nöral bağlantılar ile cisim bedenine aktaran biyolojik iletişim ağıdır.
Enerji Bedeni Formu (Yaşamsal Regülasyon Formu):
Cisim ve Elektrik formlarının oluşmasıyla Enerji Formu kodları (Enerji Kanalları ve Enerji Merkezleri) aktive olur ve Enerji Bedeni oluşur. Enerji Formu da DNA’daki yapısal bilgiyi kullanarak şekillenir. Fakat anne karnındayken diğer beden formları gibi çok aktif değildir. Gerçek görevi olan everensel bilgiyi kullanım süreci doğum sonrasında başlar. Anne karnında bu görevi annenin enerji bedeni üstlenir.
Enerji Formu, bedenin iç kodları ile dış dünya arasındaki ilk arayüzdür. Bu form, sistemin enerji yönetim katmanıdır — tıpkı bir işletim sisteminde güç regülasyon modülünün çalışması gibi.
Enerji Kanalları Boyutu (Meridyenler) ve Enerji Merkezleri Boyutu (Çakralar), bedenin canlılık akışını (Qi veya Prana) düzenler ve yönetir. Ancak bu formun oluşumu yalnızca genetik bilgiyle sınırlı kalmaz: annenin duygu durumu, çevresel enerji alanları, beslenme kalitesi ve evrensel frekanslar da bu bilgiye eklenir.
Yani Enerji Formu, hem DNA kaynaklı yapısal bilgiyi hem de yaşam sürecinde alınan dış bilgileri sentezleyerek bedensel regülasyonun “dinamik hafızasını” oluşturur.
Bu aşamada ortaya çıkan enerji düzeyli bilgiler de Matriks’e kaydedilir.
Enerji Formu, sadece bilgiyi kullanan değil; aynı zamanda Matriks’i güncelleyen bir bilgi aktarıcısıdır.
Bu sayede beden, iç (genetik), dış (çevresel) ve evrensel bilgileri aynı hafıza alanında bütünleştirir.
Bedenin 3 formu ve 6 boyutu — Fiziksel, Kimyasal, Matriks, Fasyal, Enerji Kanalları ve Enerji Merkezleri — tek bir bilgi diliyle konuşur.
Bu evrede insan artık yalnızca biyolojik değil; aynı zamanda biyoinformatik bir varlıktır.
Yani kendi yaşam kodlarını işleyen, saklayan ve gerektiğinde yeniden düzenleyebilen bir sistemdir.
3. Sağlık Hafızasından Hastalık Hafızasına: Bilgi Sapmasının Başlangıcı
İnsan bedeni, bu mükemmel sistem sayesinde doğuştan sağlıklı bir “varsayılan ayar”a sahiptir. Doğumla birlikte devreye giren bu mükemmel işleyiş sistemi, bedeni sürekli olarak denge içinde tutar. Her hücre, her sistem, kendi hayati standartlarına uygun çalışır. Beden bu mükemmel “Sağlık Hafızası” ile hayatta kalmaya kodlanmıştır. Ancak o andan itibaren hayatın, dünyanın ve çevrenin tüm dış etkenleriyle (Tetikleyici Faktörler) temasa başlar.
Modern yaşamın getirdiği zorlayıcı faktörler — toksinler, stres, kimyasallar, yetersiz uyku, elektromanyetik kirlilik, duygusal travmalar, kötü beslenme — bu mükemmel sistemi olumsuz etkilemeye ve değiştirmeye başlar.
Başlangıçta bu değişimler geçicidir (basit semptomlar) ve beden “Sağlık Hafızası”na geri dönebilir. Fakat zorlayıcı faktörler devam ederse, bu tetikleyiciler DNA kodlarının sağlıklı işleyişini sağlayan genetik ifade düzenini (epigenetik) değiştirmeye başlar. Yani genetik bilgi hâlâ oradadır, ancak artık doğru okunamaz. Matriks’e kaydedilen “sağlıklı bilgi” hatalı sinyallerle karışır, bilgi kirliliği artar ve yaşamsal bilgi farklılaşır. Fasya sertleşir, iletişim kopar, enerji akışı bloklanır, sistemsel koordinasyon zayıflar.
Tüm bu faktörlerle baskılanan bedenin Sağlık Hafızası’nın yerine farklı bilgiyle beslenen Hastalık Hafızası adı verilen yeni bir düzen geçer.
Bu süreç, RTM’nin tanımladığı Hastalık Triadı‘nın (Kirlenme, Sistemlerin Bozulması, Epigenetik Değişim) ilk basamaklarını oluşturur.
Değişen bilginin etkisiyle bedende “Farklı Standartlar” yani “Yeni Değerler” oluşmaya başlar. Yorgunluk, kronik inflamasyon, hormonal dengesizlik, otoimmün süreçler gibi sonuçlar aslında “bilgi sapmasının ortaya çıkardığı semptomlardır.” Yani hastalık olarak yaşananlar, kalıcı hasarlar değil, yeni bilgilerin devreye girmesiyle ortaya çıkan ancak geri çevrilebilir değişimlerdir.
4. Yaşam Kodlarının Hatırlanışı
İnsan bedeni, doğuştan mükemmel bir işletim sistemine sahiptir. DNA’sında kayıtlı Yaşam Kodları, hem varoluşun planını hem de hayatta kalmanın zekâsını taşır. Hastalık, bu kodların kaybı değil; farklı okunmasıdır.
RTM metodolojisi, bedenin kendi orijinal yazılımına yeniden erişmesini sağlar.
Cisim, Elektriksel ve Enerji formları arasındaki bağlantı yeniden kurulduğunda, beden unuttuğu dili hatırlar:
Sağlık Hafızası yeniden aktive olur.
Bedenin mükemmel hafızası hiçbir zaman silinmez — sadece farklı kayıtlarla örtülür.
Bu nedenle RTM Metodolojisi’nde sağlık bir semptomun ortadan kaldırılması değil, bu bilgi sapmasının tersine çevrilmesiyle bedenin hafızasında kayıtlı, hatırlanmayı bekleyen bir doğal iyilik halidir. RTM’nin amacı, bedenin mükemmel Sağlık Hafızası’nı örten farklı kayıtları silmek ve bedenin kendi orijinal yazılımını hatırlamasını sağlamaktır .
Hastalık Süreci ve RTM Perspektifi: “Fizyopatoloji” 
RTM Ekolü’nün bütüncül yaklaşımında sağlığın kaybına giden fizyopatolojik süreç, çok katmanlı bir modelle ele alınır. RTM, hastalıklara bir anda ortaya çıkan sağlık sorunları olarak değil, bedenin zorlayıcı yaşam koşullarına verdiği anlamlı ve adaptif tepkiler olarak yaklaşır.
Bu modelin temelinde, bedenin sağlıklı durumdaki standart değerlerinin, sürekli maruz kalınan tetikleyici faktörler nedeniyle kalıcı olarak sapması ve bunun sonucunda “hastalık” olarak tanımlanan yeni bedensel değerlerin (Hastalık Hafızası’nın) oluşması yatar.
RTM’nin bütüncül yaklaşımında sağlığın kaybına giden süreç; Tetikleyici Faktörler’den başlayarak her bireyin özelinde Kaynak (Hastalık Triadı), Neden (Fizyopatoloji) ve Sonuç (Klinik Tablo) üzerinden ve 6 Boyutlu 3 Beden Formu perspektifiyle multidisipliner bir yaklaşımla ele alınır .
1. TETİKLEYİCİLER (Fizyopatolojik Süreci Başlatan Faktörler):
Hastalığa giden süreç, bedenin “Yaşam Kodları”nda yani Beden Aklı’nda kayıtlı Sağlık Hafızası’nın tetikleyici faktörlerle baskılanmasıdır. Hastalıklar çok sayıda zorlayıcı faktörün bedenin regülasyon kapasitesini aşarak doğal dengesini bozmasıyla başlar. İşlenmiş gıdalar, toksin yükü, düzensiz beslenme, hareketsiz yaşam tarzı, kronik stres, duygusal travmalar ve gereksiz ilaç kullanımı gibi modern yaşamın zorlayıcı faktörlerinden oluşan bu tetikleyiciler, bedenin 3 formu ve 6 boyutunda epigenetik değişimlere yol açarak fizyopatolojik süreci başlatan hastalık zincirinin ilk kıvılcımlarıdır.
2. KAYNAK – HASTALIK TRİADI (Hastalığın Üç Mekanizması – Etiyoloji):
RTM Ekolü’nde sağlığın kaybının kökeninde, birbirini tetikleyebilen üç temel mekanizmadan oluşan Hastalık Triadı bulunur. Bedenin Kirlenmesi, Sistemlerin Bozulması ve DNA Düzeyinde Epigenetik Değişimleri kapsayan bu üç mekanizma bir arada veya ayrı ayrı Hastalığın Kaynağı’nı oluşturur. Hastalık Triadı ile 3 beden formunun 6 boyutunda ortaya çıkan değişimler bedenin yeni standart değerleri olarak kaydedilir ve “Hastalık Hafızası” devreye girer:
1. Kirlenme (Body Contamination):
Toksinler, ağır metaller, işlenmiş gıdalar, oksidatif stres ve duygusal yükler bedenin doğal arınma kapasitesini zorlar. Bu aşamada Cisim Formu düzeyinde “Yapısal Bilgi” kirlenir. Kirlenme devam ettikçe, Elektriksel Form’daki (Matriks) bilgi sinyalleri de kirlenir ve bu durum sistemsel iletişimi doğrudan etkiler. Hücre içi ve dışı toksin birikimi artar, mitokondriyal enerji üretimi azalır, detoks mekanizmaları zayıflar.
2. Sistemlerin Bozulması (Distortion of Body Systems):
“Hastalık Triadı”nı oluşturan üç temel mekanizmadan biri olan “Sistemlerin Bozulması”, bedenin 3 Formu’na da yayılarak sistemik fonksiyon kayıplarına neden olur. Cisim Bedeni Formu’nda, bedenin temel “donanımı” olan bağışıklık, sinir, hormonal, sindirim ve dolaşım sistemlerinin fonksiyonel kapasitesi ve biyolojik uyumu zayıflar. Eş zamanlı olarak, Elektriksel Form’da (Fasya ve Matriks) ve Enerji Formu’nda (Meridyenler) oluşan blokajlar, bedenin “Yaşamsal Regülasyon” kapasitesini olumsuz etkiler. Sistemlerdeki bu bozulmalar, “Hastalık Hafızası”nın kalıcılaşmasına zemin hazırlar ve kronik inflamasyon, hormonal düzensizlikler ve otoimmün süreçler bu aşamada ortaya çıkar.
3. DNA ve Epigenetik Değişimler (DNA Information Change):
Genetik kod sabit kalsa da, genlerin nasıl çalışacağını belirleyen epigenetik mekanizmalarda değişimler ortaya çıkar. DNA’daki Fonksiyonel Bilgi doğru okunamaz; Matriks, “Hastalık Hafızası” adı verilen yeni bir bilgi düzeni oluşturur. Tetikleyici faktörlerin etkisiyle bedenin normal değerlerinde bozulmalar meydana gelir ve bu yeni değerler normal değerlerin yerini alarak hastalık olarak tanımlanan bedenin yeni standartlarını oluşturur.
Hastalık Triadı’nda bazen yalnızca kirlenme hastalığın kaynağı olurken, bazen sistemsel bozulmalar ya da DNA’yı etkileyen epigenetik değişimler belirleyici olur. Kimi durumlarda ise üç mekanizma bir arada ilerleyerek klinik tabloyu şekillendirir. RTM’nin farkı, hastalığı bu üç mekanizmayı birlikte analiz ederek kaynak ve nedenlerini saptaması ve bu doğrultuda tüm mekanizmaları kapsayan tedavi protokolleri uygulamasıdır.
3. NEDEN (Hücresel Düzeyde Fonksiyonel Sapmalar – Fizyopatoloji):
Hastalık Triadı’ndaki bu değişimler zamanla hücresel düzeye iner. Bu aşamada hücre, kendi iç yazılımını – yani genetik ve epigenetik fonksiyonlarını – çevresel “yanlış bilgi”ye göre yeniden yazar. Protein sentezi, iyon dengesi ve enzimatik faaliyetler artık orijinal komutlara göre değil, değişen bilgilere göre işler. Hücresel düzeyde başlayan bu fonksiyonel sapmalar, hastalığın nedenlerini oluşturur:
- Genomik istikrarsızlık ve hızlanan telomer kısalması
- Mitokondriyal enerji kaybı ve kronik yorgunluk
- Kök hücre tükenmesi ve yenilenme kapasitesinin azalması
- Hücresel yaşlanma (senesens) ve “zombi hücre” birikimi
- Protein kalite kontrol (Proteostaz) kaybı ve hücresel iletişim ağlarının bozulması
- Enzimatik ve hormonal yapıların değişimi
Bu süreçte kronik inflamasyon artar, fibrozis hızlanır, hücresel yenilenme kapasitesi giderek zayıflar, hormonal düzensizlikler ve otoimmün süreçler ortaya çıkar. Bu sapmalar belirli bir eşiği aştığında ise “Sonuç” olarak tanımlanan klinik tablo, yani hastalık ortaya çıkar.
4. SONUÇ (Klinik Tablo ve Hastalıklar):
Standart beden değerleri ile bedenin mekanizmalarındaki standart faaliyetler koordine edilirken, maruz kalınan anlık etkiler ile ‘Refleks Beden Değerleri” oluşur. Bu değerler geçici olarak bedensel mekanizmalar tarafından yönetilerek normal değerlere dönebilen anlık değişimlerdir. Ancak bedenin maruz kaldığı tetikleyici faktörlerin sürekliliği durumunda, ortaya çıkan “Yeni Değerler” refleks değerlerde olduğu gibi normal seviyelerine dönemez. Hücresel düzeyde başlayan bu fonksiyonel sapmalar belirli bir eşiği aşarak bedenin yeni değerleri olarak kalıcılaştığında ise “Sonuç” olarak tanımlanan klinik tablo ortaya çıkar. Hormonal dengesizlikler, otoimmün hastalıklar, metabolik, dolaşımsal ve sistemik bozukluklar ile yorgunluk, ağrı, tansiyon, diyabet, migren gibi teşhisler yalnızca bu zincirin son halkasıdır.
RTM Bütüncül Tedavi Metodolojisi: Bedenin 3 Formu ve 6 Boyutunda “Hatırlama” ve “Yenilenme”
RTM, hastalığın yalnızca “sonuç” olarak görünen semptomlarına değil; sürecin başladığı “Kaynak” ve “Neden” boyutlarına odaklanarak “Yaşam Kodları”na ulaşmayı ve bedeni yeniden programlamayı hedefler. RTM Tedavi protokollerinde amaç, “Hastalık Triadı”nı kaynağından başlayarak tersine çevirip bedenin unuttuğu sağlıklı çalışma hafızasını “Hatırlamasını” (Remember) ve bedenin 3 formu ve 6 boyutundaki kirlenmeleri temizleyip sistemleri düzenleyerek “Yenilenmesini” (Regeneration) sağlamaktır.
RTM’nin bütüncül tedavi metodolojisinin klinik uygulama merkezi olan RTM Clinic’te Kişiye Özel perspektifle planlanan ve uygulanan tedavi protokolleri; Dr. Mustafa Yaşar tarafından RTM metodolojisine özel geliştirilen formülasyonlarla üretilen RTM Fitoterapötikleri ve 40’a yakın bütüncül tedavi metoduyla birlikte yürütülür.
Remember protokolleri, DNA resetlemesi yoluyla bedene Sağlık Hafızasını hatırlatır ve aktive ederken; Regeneration protokolleri ise bedenin 3 formu ve 6 boyutundaki kirlenmeleri temizler ve sistemlerdeki bozulmaları düzenler .
Kişiye özel hazırlanan “RTM Sağlık Haritası” doğrultusunda, tedavi 3 ana aşamada ilerler ve bu 3 Beden Formu’nun tamamını hedefler:
Aşama 1: Arındırma (Tüm Boyutlarda Sistemik Temizlik)
- Hedef: “Kirlenme”yi geri çekmek. Cisim Formu (Kimyasal ve Fiziksel), Enerji Formu (Kanal ve Çakra) ve Elektriksel Form (Matriks ve Fasya) boyutlarının temizlenmesi.
- RTM Tedavi Metotları:
- RTM Fitoterapötikleri: “Regeneration” grubu fitoterapötikler, bedeni temizleme ve bozulan sistemleri destekleme aşamasında görev alır.
- Detoks Protokolleri: Ozon Terapisi (kanın oksijenlenmesi ve detoks), Kupa Terapi, Hirudoterapi, Kolon Hidroterapi (Fiziksel Boyutun temizlenmesi) ve Lenfatik Drenaj (toksin atılımı).
- Terapötik Beslenme: “Kirlenme”yi durduran ve Kimyasal Boyutu düzenleyen temel uygulamadır.
Aşama 2: Onarma ve Regülasyon (Tüm Formlarda)
- Hedef: “Sistemlerin Bozulması”nı onarmak. Bozulan sistemler arasındaki iletişimin (Elektriksel Form) ve biyolojik uyumun (Cisim Formu) yeniden kurulması ve onarılması. Kilitlenen Elektriksel Form (Fasya) ağını açmak ve Enerji Formu (Meridyenler) içindeki akışı sağlamak.
- RTM Tedavi Metotları:
Enerji/Elektriksel Regülasyon:
- Akupunktur: “Fasya organizasyonuna yardımcı olarak, Elektriksel Beden potansiyelini koordine etme” görevini üstlenir ve Enerji Bedeni’ndeki “Qİ” akışını düzenler.
- PEMF Terapisi: “Elektriksel Beden” üzerindeki “enerji blokajlarını” tespit eder ve kaldırır.
- Homeopati: Özellikle “Elektriksel Beden” üzerinde etkili olarak bedenin “bilgi koordinasyonunu” güçlendirir.
Yapısal/Fasyal Regülasyon:
- Manuel Terapi / Osteopati: Fiziksel kilitlenmeleri açar, sinirleri serbest bırakır) ve Fasyayı hedefleyen diğer cihazlar (LPG Alliance, Ultrasound, SIS Terapi) .
- Kimyasal/Fiziksel Onarım: RTM Fitoterapötikleri (Regeneration grubu), IV Terapiler (hücresel beslenme) ve Rejeneratif Tıp (PRP, Proloterapi – doku onarımı) Cisim Formu’ndaki hasarı onarır.
Aşama 3: Yenileme ve Düzenleme (Bedenin Sağlık Hafızasının Aktive Edilmesi)
- Hedef: “DNA ve Epigenetik Değişimleri” düzenlemek. Bedenin “Hastalık Hafızası”nı silmek, bedenin yeni standart değerlerini resetlemek (Elektriksel Form) ve hücresel düzeyde (Cisim Formu) yenilenmeyi başlatmaktır.
- RTM Tedavi Metotları:
- RTM Fitoterapötikleri: Tedavinin en kritik bileşenidir. “Remember” grubu fitoterapötikler, “DNA’da meydana gelen epigenetik değişimlere neden olan süreçleri tersine çevirerek bedenin sağlıklı halini ‘hatırlamasını’ sağlar”. Bu resetleme Elektriksel Form (Matriks) düzeyinde gerçekleşir.
- Rejeneratif Tıp: Proloterapi ve PRP Tedavisi gibi metotlar Cisim Formu’nun (Fiziksel Boyut) hasarlı dokularını yeniler.
- IV Terapiler: Cisim Formu’nu (Kimyasal Boyut) hücresel düzeyde besleyerek onarım mekanizmalarını aktive eder.
- Enerji/Elektriksel Düzenleme: Homeopati, Biorezonans Terapisi, Akupunktur gibi metotlar da “Sağlık Hafızası”nın aktive edilmesinde ve bedenin yeniden düzenlenmesinde rol oynar.
RTM Ekolü, bu 3 Formlu ve 6 Boyutlu modeli kullanarak semptomların ötesine geçerek; Fasya ve Matriks’te depolanan “Hastalık Hafızası”nı temizleyerek bedenin kendi kendini iyileştirme zekasını yeniden aktive etmeyi ve kalıcı, sürdürülebilir bir sağlık hali sağlamayı hedefler .
Koruyucu Sağlık ve Kişiselleştirilmiş Protokoller
RTM metodolojileri yalnızca mevcut hastalıkları tedavi etmekle sınırlı değildir; RTM Ekolü’nün temel odak noktalarından biri de Koruyucu Sağlık Yaklaşımıdır.
RTM’nin “Hastalık Süreci” modeline göre hastalık, “Tetikleyici Faktörler”in kirlenme ve sistemlerin bozulmasına yol açmasıyla başlar. Koruyucu Sağlık yaklaşımı, “Hastalık Triadı” henüz bedenin standart değerlerini kalıcı olarak bozmadan (yani “Hastalık Hafızası” oluşmadan) bu sürece müdahale etmektir.
RTM Clinic‘teki koruyucu protokoller, bedenin 3 Formunu ve 6 Boyutunu proaktif olarak optimize etmeyi hedefler:
- Cisim Formu’nda Koruma: Kişiye özel Terapötik Beslenme ve Detoks Protokolleri (Ozon, Kolon Terapi vb.) ile “Kimyasal Boyut” temiz tutulur. Anti-aging programları ve IV Terapiler ile “Fiziksel Boyut” hücresel düzeyde desteklenir.
- Elektriksel Form’da Koruma: Manuel Terapiler, Akupunktur ve PEMF Terapisi gibi regülasyon metotları, günlük stresin “Fasyal Boyut” üzerinde meydana getirdiği kilitlenmeleri ve “Matriks Boyutu”nda biriken “hatalı bilgiyi” kronikleşmeden çözer.
- Enerji Formu’nda Koruma: Meridyen Tarama ile yapılan düzenli kontroller ve enerji regülasyonu (Akupunktur, Manyetik alan ve Meridyen Terapi vb.) uygulamaları, “Enerji Kanalları”ndaki akışın serbest kalmasını sağlar.
Bu yaklaşım sayesinde yalnızca hastalıklardan arınmakla kalınmaz; bedenin toksik yükü azalır, hücresel yaşlanma yavaşlar, sistemlerin işlevselliği en üst seviyeye çıkar, uzun vadede sağlıklı ve dengeli bir yaşam sürdürme kapasitesine ulaşılır.
RTM Fitoterapötikleri: Bedenin Bütüncül Mimarisinde Etkili Bilimsel Güç
RTM’nin özgün metodolojisi ve bilimsel altyapısının temel taşlarından biri, Remember ve Regeneration etki mekanizmalarıyla orijinal olarak formüle edilen RTM Fitoterapötikleri’dir.
RTM tedavi protokollerinin merkezinde yer alan RTM Fitoterapötikleri, bir yandan bedende ortaya çıkan Hastalık Hafızası‘nı resetleyerek oluşan epigenetik değişimleri düzenleyip bedene unuttuğu Sağlık Hafızasını hatırlatırken (Remember), diğer yandan da bedendeki kirlenmenin temizlenmesi ve bozulan sistemlerin düzenlenmesi (Regeneration) etkisiyle iyilik halinin sürekliliğini hedefler.
Dr. Mustafa Yaşar’ın 30 yılı aşkın klinik tecrübesi ve 140 binin üzerindeki vaka deneyimiyle geliştirdiği RTM Fitoterapötikleri; RTM Metodolojisine entegre, farmakolojik düzeyde etkili bitkisel formülasyonlardır. RTM protokollerinde kullanılan tüm fitoterapötikler, Türkiye’nin en gelişmiş bitkisel Ar-Ge merkezlerinden biri olan MY Lab‘da tasarlanır ve MY Pharma tesislerinde GMP/GLP standartlarında, FDA normlarına uygun olarak üretilir.
Bu özel formülasyonlar sayesinde Fitoterapi, RTM sisteminde yalnızca destekleyici bir unsur değil; RTM’nin “3 Beden Formu ve 6 Boyutu” üzerinde bütüncül etki göstererek, bedenin kendini iyileştirme kapasitesini yeniden aktive eden temel tedavi bileşenidir .
RTM Fitoterapötiklerinin 3 Form ve 6 Boyut Üzerindeki Etkileri: RTM Fitoterapötikleri, bedenin kendini iyileştirme mekanizmalarını yeniden canlandırmak için RTM’nin “Remember” (Hatırlama) ve “Regeneration” (Yenilenme) felsefeleri doğrultusunda, bedenin tüm katmanlarında eş zamanlı olarak çalışır:
- Cisim Formu (Somatik Form) Üzerindeki Etkileri:
- Kimyasal Boyut: “Kirlenme” aşamasını geri çevirmede kilit rol oynar. Toksin atılımını destekler, oksidatif stresi azaltır, inflamasyonu modüle eder ve metabolik süreçleri regüle eder.
- Fiziksel Boyut: Hücresel onarımı ve doku yenilenmesini destekleyerek yapısal bütünlüğün yeniden kazanılmasına yardımcı olur.
- Elektriksel Form (İletişim ve Bilgi Formu) Üzerindeki Etkileri:
- Matriks Boyutu: Matriks’in temizlenmesine katkıda bulunur. En kritik rolü ise “Remember” grubu fitoterapötiklerin üstlendiği; Matriks’te depolanan “Hastalık Hafızası”nı resetleyerek ve “DNA düzeyindeki epigenetik değişimleri yeniden düzenleyerek” bedenin “Sağlık Hafızası”nı yeniden aktive etmesidir .
- Fasyal Boyut: Matriks’in temizlenmesi ve “değişen bilgi”nin düzeltilmesiyle, dolaylı olarak Fasyal Boyut’un daha sağlıklı ve iletken hale gelmesine zemin hazırlar.
- Enerji Formu (Yaşamsal Regülasyon Formu) Üzerindeki Etkileri:
- Enerji Kanalları ve Merkezleri: Bedenin diğer formlarındaki blokajları çözerek ve regülasyonu sağlayarak Enerji Formu’nun dengelenmesini destekler. Enerji akışındaki (Qi) tıkanıklıkların giderilmesine yardımcı olur.
Özetle, RTM metodolojisinde Fitoterapi, bedenin tüm formları ve boyutlarında;
- “Kirlenmeyi” geri çeken
- “Sistemlerin Bozulması”nı onaran
- “Epigenetik Değişimleri” düzenleyen ve bedenin “Sağlık Hafızası”nı yeniden aktive eden
- Hücresel “Yenilenmeyi” başlatan
temel tedavi bileşenidir. Bu nedenle RTM Fitoterapötikleri, RTM Ekolü’nün bütüncül şifa felsefesinin bilimsel ve terapötik omurgasını oluşturur.
RTM Ekosistemi: Felsefeden Şifaya Uçtan Uca Entegre Ekosistem
RTM Bütüncül Tıp Ekolü, perspektifini tek bir metotla sınırlamak yerine; modern tıbbın güçlü tanı yöntemlerini, geleneksel, tamamlayıcı, fonksiyonel, rejeneratif ve koruyucu tıp ekollerinin bütüncül yöntemleriyle entegre eder. Fitoterapiden akupunktura, ozon ve manuel terapiden homeopatiye kadar 40’a yakın bütüncül metot, kişiye özel RTM protokollerinde bir araya gelir.
Ancak RTM Ekolü’nü dünyada benzersiz kılan yalnızca bu çok yönlü özgün metodolojisi değil, aynı zamanda bu felsefeyi hayata geçiren ve destekleyen pek çok bileşeni aynı çatı altında entegre eden RTM Ekosistemi‘dir.
Bu ekosistemde; RTM Clinic’in 140 bini aşkın vaka ile kanıtlanmış klinik tecrübesi, MY Lab’ın fitofarmakolojik Ar-Ge deneyimi ve MY Pharma’nın uluslararası standartlardaki üretim gücü aynı misyonun çerçevesinde MY Group çatısı altında birleşir. Dr. Mustafa Yaşar’ın vizyonuyla hayata geçirilen bu sinerjik ekosistem sayesinde, bir formülün bilimsel olarak tasarlanmasından en saf haliyle üretilmesine ve RTM protokolleriyle hastaya şifa olmasına kadar tüm süreç, RTM ekosisteminin tam kontrolü ve güvencesi altında yürütülür.
