Bedenimiz hücreden dokulara, dokulardan organlara, organlardan sistemlere uzanan bir işleyişin sonucunda hayatın idamesini sağlayacak değerleri ortaya koyar.
Sindirim için koordineli çalışabilecek sindirim sistemine, savunma için güçlü bir savunma sisteme, iletilerin rahat taşınabilmesi ve beden içi koordinasyonun yapılabilmesi için sinir sistemine, atıkların uzaklaştırılabilmesi için güçlü bir detoks sistemine, dokuların ihtiyacı olan malzemeleri dokuya ulaştıracak ve atıkları da uzaklaştırabilecek iyi bir dolaşım sistemine, hareketlerin koordineli ve rahat yapılabilmesi için dengeli ve güçlü bir kas, iskelet sistemine, hayatın idamesinde gerekli emirlerin doğru koordine edilebilmesi için de dengeli ve iyi çalışan hormonal sisteme ihtiyaç vardır. Sadece sistemlerin güçlü olması yetmez. Aynı zamanda sistemler arası koordinasyonun da güçlü olması gerekir ki, beden varlık süreçlerini rahatça yürütebilsin. Bu nedenle sistemlerin güçlü oluşu kadar, sistemler arasındaki uyum ve işbirligi de önem arz eder.
Sağlık ve varlık sürecinin doğru yürütülmesinde görev alan sistemlerimizi negatif etkileyecek durumlarda bazı yaşam kurguları istenildiği gibi yürütülemez. Bu durum ise yeni yaşam şartlarının oluşması demektir. Birçok etkene maruz kalan bedenimizde sistemlerimiz etkenler karşısında zorlanır ve yeni eylemler ortaya koyar. Etkenler önce hücre bazında, daha sonra da organ ve sistem düzeyinde değişimlere yol açar. Fakat olay sadece tek sistemde kalmaz, diğer sistemlerde etkilenir.
Çünkü, bir sistemdeki aksaklık domino taşları gibi diğer sistemleri de etkileyecektir. Örnegin savunma sistemindeki bir düzensizlik solunum sistemini, solunum sitemindeki bir düzensizlik sindirim sistemini, sindirim sistemindeki bir düzensizlik de boşaltım sistemini etkileyebilir ve bu durum sistemlerde yük artışı ve dengesizlik olarak karşımıza çıkar. Böylece bir yerdeki düzensizlik tüm sistemlerde negatif etkiye sebep olur.
Sistemlerdeki aksaklıkların sebepleri nelerdir?
Sistemlerdeki aksaklıklar da farklı nedenlere bağlı olabilir. Örneğin ailesel, var olan gen değişiklikleri direkt geçiş yaparak sistemin farklı çalışması kurgulanabilir, bazen bedenin kirlenmesi dolaşım ve savunma sistemi gibi sistemleri düzensizleştirebilir, bazen de tıpkı sigaranın solunum sistemini etkilediği gibi güçlü bir etken direkt sistemi bozabilir. Aslolan sistem değişikliklerinin gen değişimi sürecini başlatması ile ortaya çıkar ki, bu aslında yeni örüntüler ve bu örüntülerin ortaya koyduğu yeni beden işleyişleridir.
Bozulan sistemler zincirleme etki ile hastalık triadının tamamlanmasını destekler ve gen değişimleri ile yeni ayar değerlerini ortaya koyar.
